- ankebût
- (A.)[ تﻮﺒﮑﻨﻋ ]örümcek.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
ANKEBUT — Örümcek.(Resul i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Ebubekir i Sıddık (R.A.) ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gar ı Hira nın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi harika… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ANKEBUT SURESİ — Kur an ı Kerimin yirmidokuzuncu suresidir. Mekkidir. (Allahtan başkasına güvenenlerin, dünyayı avlamak için kurdukları teşkilâtını bir örümcek ağına benzeten, örümcek meseli zikrolunan bir suredir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYT-ÜL ANKEBÛT — Örümcek yuvası. * Mc: Derme çatma yapılmış ev. * Dayanıksız ve kuvvetsiz şey.(İnkılâb ı siyasî cihetiyle dininden havf eden adamın dinde hissesi; beyt ül ankebût gibi zayıf düşmüş cehalettir, onu korkutur... Takliddir, onu telâşa düşürttürür.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DÂM-I ANKEBUT — f. Örümcek ağı. Örümcek tuzağı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LÜAB-I ANKEBUT — Örümcek ağı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TÂR-I ANKEBUT — Örümcek ağı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ANÂKİB — (Ankebut. C.) Örümcekler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CULAH — f. Örümcek, ankebut. * Çulha, yâni dokuyucu, nessâc … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CÜLAHEK — f. Örümcek, ankebut. * Küçük dokumacı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EHYUN — Örümcek, ankebut … Yeni Lügat Türkçe Sözlük